Araştırmacılar bu gizemli yapının iki spiral galaksinin çarpışmasıyla oluştuğunu ve bu çarpışmanın ortasında, devasa bir gaz bulutunun içinde oluşan bir kara delik bulunduğunu düşünüyor.
Evrenin en gizemli yapılarından biri olan süper kütleli kara delikler, Güneş’in kütlesinin milyarlarca katı büyüklüğe ulaşabiliyor. Ancak bu devlerin nasıl bu kadar kısa sürede oluştuğu hala bilinmezliklere sahip. Genel kabul gören görüş ise bu kara deliklerin, daha küçük kara deliklerin zamanla birleşmesiyle oluştuğu yönünde. Fakat bilim insanları bu sürecin bu kadar kısa sürede gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savunuyor.
İşte bu noktada devreye “doğrudan çöküş” teorisi giriyor. Bu teoriye göre bazı süper kütleli kara delikler, yıldızlardan değil, doğrudan dev gaz bulutlarının çökmesiyle oluşabilir. İşte yeni keşfedilen Sonsuzluk Galaksisi de bu teori için şimdiye kadar elde edilen en güçlü kanıtlardan biri olarak görülüyor.
Araştırmayı yürüten ekipte yer alan Pieter van Dokkum, “Verilere bakarak şu senaryoyu kurduk: İki disk galaksi çarpışıyor ve bu da yıldızlardan oluşan halka yapıları yaratıyor. Çarpışma sırasında galaksilerdeki gazlar sıkışıyor ve şok etkisiyle yoğunlaşıyor. Bu yoğunlaşma, yoğun bir gaz düğümünün oluşmasına ve ardından bir kara deliğe çökmesine yol açıyor olabilir.” açıklamasında bulunmuş.
Elde edilen veriler bu senaryoyu destekliyor, ancak ekibin elindeki bulgular doğrudan çöküş teorisini kesin olarak kanıtlamak için yeterli değil. Yine de diğer alternatif açıklamaları büyük ölçüde zayıflatıyor.
James Webb Uzay Teleskobu sayesinde evrenin erken dönemlerine dair daha fazla bilgi edinmeye devam ediyoruz. Sonsuzluk Galaksisi’nin keşfi, yalnızca bir görsel şölen sunmakla kalmıyor; aynı zamanda süper kütleli kara deliklerin nasıl doğduğuna dair elimizdeki verilerin sağlamasını yapıyor.